29 Ekim 1923 öncesine rastlayan gerilimli günler için bakın “Yükselen Bir Deniz” adlı kitabında Can Dündar şöyle yazıyor:

Lozan’da barış antlaşması imzalanmıştı. Haberi alındığında, zamanın geldiğini düşündü. Not defterini çıkarıp, yeni bir Cumhuriyet’in ilk eskizlerini karalamaya başladı. Sonra bir akşam, Özel Kalem Müdürü Hasan Rıza Bey’i, Çankaya’ya çağırdı. Artık yanından hiç ayırmadığı ve sırrını paylaştığı not defterini başkalarına açabilirdi.

Hasan Rıza (Soyak) Bey anlatıyor: “… Hemen kâğıtları okumaya başladım. Daha ilk satırlarında büyük bir heyecana kapıldım. Bunlar, o zaman mevcut olan Anayasa’nın bazı maddelerini değiştirir nitelikteydi.

Birinci maddeye ‘Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyet’tir.’ cümlesi eklenmişti.” (…) Temize çekilen notları, Adalet Bakanı’na gönderdi, sonra da kendisine danışmanlık yapmak üzere kurduğu komisyona… (…)

Viyana’da yayımlanan “Neue Freie Presse” gazetesinin muhabiri Mösyö Lazar, uzun süredir, özel bir demeç koparabilmek için Gazi’nin peşindeydi. Sonunda istediği randevuyu, 18 Eylül günü alabildi. Mustafa Kemal’e yeni rejimin adını ve başkentini sorunca şu cevabı aldı:

Ankara, Türkiye Cumhuriyetİ’nin merkezidir.”

Bu yanıt, önce Mösyö Lazar’dan Türk gazetelerine yayıldı, sonra kulaktan kulağa bütün Ankara’ya ve tabii hızla İstanbul’a (…) Muhaliflere.

Rauf Bey, Doktor Adnan, Refet Paşa, o sabah Haydarpaşa İstasyonu’nda, Ankara’dan İstanbul’a gelen Ali Fuat Paşa’yı karşılıyorlardı. Millî Mücadele’nin dört lideri, istasyondan doğruca Refet Paşa’nın Kalamış’taki köşküne gitti. O akşam sarayda, Halife Abdülmecid Efendi ile yemek yediler.

Aynı saatlerde Mustafa Kemal Paşa da bazı arkadaşlarını Çankaya Köşkü’ne yemeğe çağırdı. İsmet Paşa, Fethi Bey, Fuat Bulca, Ruşen Eşref, Kâzım Özalp, Kemalettin Sami ve Halit Paşa, sofrada yerlerini aldılar. (…)

Az sonra Gazi, yıllardır beklenen doğumun, kapıya dayandığını ilan etti. “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”

—————————————————————————–

Bakın,  Mustafa Kemal Atatürk, NUTUK’un 6. Bölümünde 29 Ekim 1923 günü hakkında neler söylüyor:

İki üç gündür yapılan tartışmalardan sonra 29 Ekim 1923 günü öğleden sonraki oturumda Abdullah Azmi Efendi’nin: “Bu iş önemlidir, bu konu daha görüşülsün.” diye yükselen çıkışına karşın, görüşmenin yeterliliği kabul olundu.

Ondan sonra önerinin tümü ve arkasından maddeleri birer birer okunarak kabul edildi.

Baylar, parti toplantısına son verildi ve hemen Meclis toplantısı açıldı. Saat öğleden sonra altı idi. Tasarı, Anayasa Komisyonu’nca, yönetim gereği incelenerek, tutanağı hazırlanırken, Meclis başka işlerle uğraştı. En sonu, başkanlık katında bulunan Başkan Vekili İsmet Bey (İsmet Eker), Meclis’e şu bilgiyi verdi: “Anayasa Komisyonu, Anayasa’nın değiştirilmesi ile ilgili tasarının ivedilikle ve hemen görüşülmesini öneriyor.” “Kabul” sesleri üzerine tutanak okundu.

Önerildiği üzre, (ivedilikle) görüşüldü. Sonunda yasa, birçok milletvekilinin “Yaşasın Cumhuriyet” diye alkışlanan söylevleriyle kabul edildi. On beş dakika sonra da Türkiye Cumhuriyeti Başkanlığı’na, Türkiye Büyük Millet Meclisi, beni seçti.

                      ——————————————————————————————————— 

Cumhuriyet bayramımızın anısına, sizlerle çok sevdiğim bir marşımızı paylaşmak istiyorum.

10ncu YIL MARŞI

Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;
Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.

Türk’üz: Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi;
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Bir hızda kötülüğü, geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.

Türk’üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.
Türk’üz: Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi;
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Çizerek kanımızla öz yurdun hartasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını;
Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını…
Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını!

Türk’üz: Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi;
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;
İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz:

Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz.
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.
Türk’üz: Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi;
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Söz : Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
Behçet Kemal ÇAĞLAR
Müzik:Cemal Reşit REY

 Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Ne mutlu Türküm diyene.

İlhan Küçükbiçmen